BASIN AÇIKLAMASI
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI
Son günlerde bir kısım yazılı ve görsel medyamızda, Sürücü eğitimi ve sürücü kursları hakkında karalayıcı ve toplum önünde küçük düşürücü yorum ve başlıklarla haberler yapılmış ve asılsız yakıştırmalarda bulunulmuştur. Konu ile ilgili olarak gerçek durumu kamuoyumuzula paylaşarak sağlıklı bilgilendirme yapmak istiyoruz.
Bilindiği gibi sürücü Eğitimi 1987 yılından beri Özel Sürücü kursları tarafından verilmekte ve eğitimini tamamlayan sürücü adaylarının yazılı ve uygulama sınavları Milli eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Ayrıca eğitim sürecinde bakanlığa bağlı eğitim müfettişleri tarafından sürekli denetime tabi tutulmaktadır.
Sürücü Kursuna kaydolan kursiyerler almak istedikleri ehliyet sınıfının gerektirmiş olduğu teorik ve direksiyon derslerinin tamamına devam etmek zorundadırlar. Ayrıca yazılı ve direksiyon sınavlarına girmeden önce sınav öncesi inceleme müfettişleri ve sınav komisyonu üyeleri tarafından derslere devam edip etmedikleri kontrol edilmekte ve devamsızlık yapan kursiyerler sınava alınmamaktadır.
Gerçek durum böyle iken ‘’sürücü kursuna gitmeden sürücü belgesi alınıyor’’, ‘’direksiyon dersi görmeden sınavlara giriliyor’’ , ‘’Sürücü kurslarında eğitim verilmiyor’’ ‘’ Canavar Kurslar’’ gibi asılsız ve karalayıcı haber ve yorumlar halkımızın sürücü eğitimine ve sürücü kurslarına olan güvenini olumsuz etkilemekte ve 3300 sürücü kursunu ve 40.000 ‘i aşkın sürücü eğitimcisini rencide etmektedir.
Kamuoyuna yansıyan ve İstanbul başta olmak üzere denetim yapılan illerde açılmış olan soruşturmaların neden açılmış olduğu göz ardı edilerek sürücü kurslarımızın tamamı töhmet altında bırakılmaktadır.
Milli eğitim bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde görülen eksiklikler ve açılan soruşturmalar incelendiğinde bu sorunların temel nedeninin 25 yıldır değiştirilmeyen, günümüz şartlarında sürücü eğitiminin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak, içerisinde uygulanması mümkün olmayan pek çok hüküm bulunan Motorlu Taşıt Sürücü Kursları yönetmeliği olduğu apaçık bir gerçektir.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri 25 yıldır değiştiremedikleri bu yönetmeliği biran önce değiştirmek yerine uygulanması mümkün olmayan ve yıllardan beri kendilerin de çok iyi bildiği Eğitim pistlerinde çalışma yapılmadığı gerekçesi ile sürücü kurslarına soruşturmalar açmakta sorunların faturasını sürücü kurslarına çıkarmaktadır. Açılmış olan soruşturmaların yüzde 90 ‘ı pist alanında çalışma yapılmadığı konusundadır.
İstanbul, Ankara ,İzmir başta olmak üzere tüm büyük şehirlerimizde pist alanlarında çalışma yapma imkanımız yoktur. Şehir içerisinde ve kurumlarımıza yakın mesafede pist alanı bulmak mümkün değildir. Genellikle 50-60 km uzaklıkta istanbulda 100 km yi geçen uzaklıktaki pist alanlarında çalışma yapabilmenin pratiği mümkün değildir.
Yaşanan sorunlar :
1-Direksiyon eğitim programlarının dönem başlangıcında ve öğrenci kaydı sırasında yapılmak zorunluluğu nedeniyle, 1 ay sonra uygulanacak olan direksiyon programının planlanan gün, saat, araç ve usta öğreticiyle gerçekleştirilebilmesi (kursiyerin çalışmaya gelememe mazeretleri, usta öğreticilerin sağlık nedenleri, direksiyon eğitim aracının arıza veya kaza yapması nedenleri ile) her zaman mümkün olamamaktadır.
2- Özellikle Direksiyon Eğitim Alanlanımızın kurumlarımıza olan uzaklığı, ulaşım sorunu, kursiyerin güvenliği , çalışan kursiyerlerin izin sorunu
3- Erkek kursiyerler genellikle araç kullanılmasını bildiği için direksiyon eğitim alanı yerine kendilerini trafikte daha fazla pekiştirmek için akan trafikte çalışmak istemektedirler,
4-Bayan kursiyerler ise; pistin uzak olduğu , geç vakitlerde gidip gelmenin zaman aldığı, evden uzun süre ayrılamama gerekçeleri ile genellikle eğitimlerini akan trafikte ve sınav güzergahında çalışmak istemektedirler,
5- Pistte çalışma süresinin çok uzun ve bıktırıcı olması bir iki ders sonrasında kursiyerin piste gelme isteğini tamamen ortadan kaldırmaktadır.
6-Ayrıca Ülkemizin doğu bölgelerinde pist alanları yılın 6 ayında karlar altında kalmakta, Karadeniz bölgesinde yılın 9 ayı yağmur yağmakta ve pist alanları su ve çamur tarlası haline gelmekte, Güneydoğu bölgesinde ise terör ortamı ve can güvenliği nedeniyle pist alanlarının bulunduğu kırsal bölgelere gidilememektedir
Bu ve buna benzer nedenlerle kursiyerlerimize %50 olarak programlamış olduğumuz eğitim pistindeki direksiyon uygulama dersimizin tamamını bu alanlarda verme imkanımız olmamaktadır.
Yukarıda ifade edilen nedenlerle direksiyon alanında yapılamayan ve kursiyerlerimizin almak zorunda olduğu direksiyon eğitiminin tamamı şehir içinde ve akan trafikte verilmektedir.
Ancak Milli Eğitim Müfettişlerimiz yönetmeliğimizde pistte çalışma zorunluğu olması nedeniyle pist alanlarına giderek denetlemek yapmakta ve eğitim alanlarında çalışılmadığı gerekçesi ile soruşturma açmaktadırlar. Özellikle İstanbul ilimizde açılmış olan soruşturmaların %90’ı bu gerekçe ile açılmıştır.
Önerilerimiz ve Milli eğitim Bakanlığından beklentilerimiz..
1- Sürücü Eğitiminde Direksiyon Eğitim alanı veya simülatör bulundurma zorunluluğu olmalı, ancak bunlarda çalışma yapılması kursiyerin ihtiyacına göre direksiyon usta öğreticisinin takdirine bırakılmalı, sadece akan trafikte çalışma zorunluluğu olmalıdır.
2-Direksiyon uygulama sırasında derse devam kontrolü avuç içi okuma, kamera gibi elektronik usullerle yapılmalı, eksik eğitimden kaynaklanabilecek haksız rekabet ortamına fırsat verilmemelidir.
3- Direksiyon programlarında gerekli hallerde ( araç,öğretmen ve öğrenci den kaynaklanan sorunlar nedeniyle) değişiklikler yapılabilmelidir.
4-Direksiyon ders saati sayısı taban olarak 10 ders civarında olmalı ve üst sınırı olmamalı. Sürücü adaylarının beceri ve kabiliyeti dikkate alınarak kendisini direksiyon sınav ortamına hazır hissedinceye kadar eğitimine devam edilmelidir.
5-Direksiyon sınavları Milli eğitim tarafından yapılmaya devam edilmeli, ancak sınavlarda , branşı sınav yapmak olan ve bu konuda iyi eğitilmiş öğretmenler görevlendirilmelidir.
6-Teorik ders sayısı 40 ders civarına indirilmeli ve ders müfredatı günümüzün gelişen koşullarına ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde güncellenmelidir.
7-Teorik sınavlar tek test halinde yapılmalı her dersten ayrı sınav yapılması uygulamasından vazgeçilmelidir.
8-Mevcut Sürücü kursu sayısı ülkemizin ihtiyacından çok fazladır. Bu durum sürücü eğitimi fiyatlarında haksız rekabeti oluşturmakta ve eğitimin kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenle Yeni sürücü kursu açılması yerleşim birimlerinin nüfusları dikkate alınarak sınırlandırılmalıdır.
9-Sürücü eğitiminin maliyeti dikkate alınarak taban fiyat belirlemesi yapılmalı, taban fiyatın altında uygulama yapan kurumlar eksik eğitim verdiği gerekçesi ile derhal kapatılmalıdır.
10-Sürücü eğitiminde stajyerlik sistemine geçilmeli , sürücü belgesini yeni almış sürücüler makul bir süre stajyer sürücü uygulamasına tabi tutulmalıdır. Bu süreçte kendisinin ve halkın can ve mal güvenliğini dikkate alan ve trafik ortamında paylaşma kültürü geliştirilmiş sürücüler olarak yetiştirilmeleri sağlanmalıdır.
ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN 3300 SÜRÜCÜ KURSUMUZ ADINA
KAMU OYUMUZA DUYURULUR
SAYGILARIMIZLA